20090531

manyak mıkantısı

1

manyak bu insanlar yaa valla bak, hemde çok manyak!
taksimde çok kritik bir nokta var, vişnemle oraya geldiğimizde muhakkak manyağın biri bulaşıyor bize!
geçtiğimiz haftalarda kurstan önce kahvaltı yapalım dedik vişneyle taksimde. sabahın kör vakti gittik bi terkoz yaptık önce sonra bir güzel kahvaltı ettik keyifli keyifli çıkıyoruz meydana doğru broşür dağıtan elemanın biri atladı önümüze almadık devam etmeye çabalık 'aaa siz edie ile büdü değil misiniz? ayyy nerelerdesiniz çok özlettiniz kendinizi... ne zamandır çıkmıyor susam sokağı da...' konuştukça konuşuyor ama, bir yandan da gülüyor. bi de tüm bunları baya yüksek sesle söylüyor adam. bunları duyunca koptum tabi ben yarıla yarıla gidiyorum hala bağırıyor arkamızdan edie'yle büdü diye bişeyler söylüyor bağıra bağıra o da kopuyor ama bildiğin kaçık yaa. hiç normal değil ruh sağlığı çok belli. vişnem ayar oldu biraz ama ben çok eğlendim meydana çıkıncaya kadar hatırlayıp hatırlayıp tekrar güldüm.
bugün de yine aynı kritik noktadayız sırtımızda bazukalar var. 'pardon benim resmimi çizer misin?' diye bağırdı biri hiç dönüp bakmadık 'bakar mısın? , ablaaaaa, ablaaaaa!!' yırtıyor kendini hıyar yanından geçerken de görmüştük tipleri öyle kazma gibi de görünmüyorlardı halbusi gayet alternatiflerdi hatta kız da vardı yanlarında eğer tahmin ettiğim grupsa bunu yapanlar tabi. onlardır diye düşündüm çünkü biz arkalarındayken de bi kaynaşma fısıldaşma olmuştu.
özetle o bölgedeki kutuplaşma bizi manyak mıknatısı yapıyor :D

20090528

şeytan tüyüsü

0

ve buradayım.
evet geldim. bilgisayarım birkaç gün önce elime geçmiş olmasına rağmen yazmaya fırsatım olmadı ki açıkcası yazacak öyle sağlam yaşanmışlıklar da çıkmamıştı eheh.
hazırsanız başlıyorum...
27 mayıs 2009 itibariyle YTÜ'deki festivalde KURBAN ve ÇİLEKEŞ sahne aldı ve tabüküne ben de oradaydım. konserden bir gün önce işi sağlama almak maksatlı 1gün önce cumhur'la (çilekeşin bateristi) ve burak'la (kurbanın bateristi) konuştum. kulisi nasıl bulurum nerededir bu kulis vs tarzı sorular sordum cevaplarımı da aldım. (deniz hıyarına da mesaj attım amma ve lakin lutfedip cevap yazmadı paşa beyim)
festival alanına daldık ve olabildiğine boktan bir yer seçtik böyle güneşin gözümüze gözümüze girdiği fekat şöyleki tam da kulisin yanı olması sebebiyle gıkımızı çıkarmadan hanım hanım oturduk. bu kulis dediğim mekanın bir de ağaçlık bahçesi falan var baktım altına kurulmuş çilekeşin elemanları, şöyle bir bakayım diye eğilirkene cumhurla göz göze geldik tanıdı kalktı geldi. adam demir parmaklıkların ardında ben diğer taraftayım napıyorsun, nediyorsun iki lafladık adam hiç buyur etmeden çekti gitti. benim yüzümde alacalı morlu izler belirdi gittim oturdum yerime. köpük köpük köpürüyorum, homurdanıp duruyorum. derken seçil sevgilisini almak üzere ayrıldı yanımdan, sonra seçilin arkadaşının telefonu çaldı o da gitti sonra tanıştırılmadığım geri kalan birkaç kişi de... ben camış boku gibi kaldım orada söylemesi ayıp, mal mal oturuyorum bir başıma. arada cumhura göz ucuyla bakıp sövüyorum tabi neyse oturduğum yer de duvar bu arada. elemanın biri geldi 'dolanıp aşağıya gelir misin?' dedi 'hım? ney? nasıl? niye? gibi bişeyler geveledim ' 'çantanı da alıp gelir misin sen?' dedi ben de noluyoruz nan diyerek toparlandım indim. eleman kendini tanıştırdı, beni o kulisin bahçesine götürdüüü. çok can sıkıcı kasınç hadiseler olsa da bunlar kulisin cazibesine kapılıp gıkımı çıkarmadan oturdum. seçile mesaj attım yanıma gelmesi için, onlar da yemeğe gitmişler meğersem tabi bunun konumuzla çok da bir bağlantısı yok. bu eleman dedi markete gidicem gelir misin benimle olur dedim hem bu kıyağın karşılığı olarak ne bekliyor az buçuk tartararım, tanırım biraz. gayet normal gittik geldik hiçbir sıkıntı çıkmadı, rahatsız edici hiçbirşey yapmadı. kulisin bakçesine döndüğümüzde çilekeşin çıkmasını beklerken bizi çıkarttılar, kimse kalmayacak burada falan filan. benim surat sirke satıyor tabi daha sonra bi arkadaşı aracılığıyla girmeyi başardık bu arada da seçiller de ayrıldılar bizden ayakta durmak istemediklerinden elemanla kaldım öyle sap gibi. neyse sürekli tartıyorum ben bunu aramıza 1 metre mesafe koyuyorum falan. kulisin bahçesi dediğim yer iki kısımdan oluşuyor gruptakilerin akrabalarının bulunduğu VIP kısmı var bide yanda oraya almadılar bizi yan taraftan seyrediyoruz çilekeşi, sen kalk alkolün etkisiyle kendinde malkoçoğlu cesareti bul, tut elimi! anam dumur oldum bianda sevgilim olsana dedi ama ben açtım parmaklarımı 'napıyorsun sen lütfen bırakır mısın elimi rahatsız oluyorum...' falan diye başladım. ulan öyle bir niyetim olsa sokulurum dimi sana sen nereden buluyorsun kendinde o cesareti! kafam iyi olsaydı boşta olan diğer elimle kapatırdım birtane! ne hallere düşüyorum ben bu adamların (KURBAN) bokuna diye söyleniyorum. o kadar konuşmaya bıraktı tabi çocuk elimi. bu sefer başladı ' ben salağım, eşşeklik ettimlere'. dedim ne saçma iş bu yani kaç saat oldu tanışalı nasıl cesaret edersin böyle birşeye sen, öyle bir niyetim yok benim tamam çok teşekkür ederim kulise aldın falan ama karşılığında böyle bişey beklememelisin benden... (bendeki de nasıl pişkinlik ama adamın ilgisini çekmemiş olsam niye öyle bir davette bulunsun!) neyse konuştuk öyle epey bi sağolsun çilekeş ziyafetimin de pohunu çıkardı böylelikle. mutlu diye sevimli bir kızcağız geldi bu çocuğun arkadaşı içeriden tanıdığı varmış KURBAN çıkmadan VIP tarafına geçtik. Bir süre sonra Burak çıktı 'aa girebildin mi bende seni düşünüyorsum naptı acaba diye?' dedi benim ağzım kulaklarıma çıktı tabi ayak üstü muhabbet ettik yine baya bi ama nasıl keyifliyim espri falan yapıyorum burak katıla katıla gülüyor onun gülüşüne ben iyice gülüyorum öyle bir döngü içinde ilerliyor muhabbetimiz. hatta bir ara yapacağı işlerden bahsetti geleceği sağlama almak için müziğin yanında mesleğine yönelik şeyler (marmara endüstriyel tasarım mezunu kendileri) arkadaşımın mekanının duvarına resimler çizicez dedi hatta haber veririm bakmaya gelirsin dedi ben bir daha mest. sonra seyirciler bi çoştu bağırıştılar 'çıkıyoruz heralde' dedi burak başarılar diledim gitti falan. denize heç pas vermiyorum ama yokmuş gibi davranıyorum sanki çok bitarafında adamın da benimle konuşmak için göbeği çatlıyor orada. neyse çıktılar sahneye bir süre VIP kısmından izledim daha sonra sahnenin yanına gittim, sahneye çıktıkları merdivenden izliyorum konseri burak dönüyor şebeklik yapıyor arada fotoğraf çekiyorum videoya alıyorum bende. neyse öyle bi çoşkunluk içinde soluksuz izledim konseri Deniz Yılmaz benim için eski anlamını yitirmiş olsa da aşırı sağlam bir anatomiye sahipmiş inkar edemem şimdi bunu! hadisenin eurovisiondaki taklalar atarak gelen dansçısının sırt kasları halt etmiş yanında valla o derece. hayretim şaştı, çok taktir ettim yeminlen.
o değil de sen sıkılmadın mı yaa bunları okumaktan? :D yetsin bu kadar yaa daha konser sonrası var da bu kadar şeyi okuduktan sonra zannetmiyorum onu da merak edeceğini :)

20090521

2

yok yok ölmedim yahu olur mu öyle şey. ömrümün baharında niçün öleyim niçün terkedeyim sizleri. bilgisayarım katil ruhlu virüsler tarafından imha edildi ama, geri dönüştürülebilmesi için servise bıraktım o sebeple bir süre daha uzak olacağım bu alemlerden. umarım elle tutulur havadislerle dönerim.
özleyin beni...

20090512

edward cullen

0

alacakaranlık, yeniay, tutulmadayım şimdi. bitmesin bu serii yaa. valla okumaya korkar oldum bitecek diye.
filmini izlemedim alacakaranlığın böylesi çok daha iyi. filmdeki edward'ın hiç de öyle tasvir edildiği kadar ihtişamlı bir yakışıklılığı yok. hayal gücümde yarattığım çok fena oovvff! aldı götürdü beni kitap yaa.
sabah gülümseyerek uyanıyorum böyle aşık gibi. sanırsın o kusursuz aşk hikayesindeki başrolü ben paylaşıyorum edwardla. Bella'nın ağzından anlatılıyor olaylar ondan olsa gerek bu aşırı dahil olma. nasıl kışkırtıcı tasvir ediyorlar ilişkilerini, buz gibi bembeyaz tenii... ayy ayyy!
yeniay'da edwardın olmadığı kısımlar sıktı biraz gerçi ama dahil oldu kabaktadı vermeden. filmini izleyip de vurulduysanız bir de serisini okuyun derim ben...
össye 1 ay kaldı yetenek sınavlarına 2buçuk ay, ben elimden düşürmüyorum kitapları. olacak iş değil. zamansız depreşti yine kitap aşkım!

20090511

hellyeah!

0


penceremden girecek bir vampirim bile yok!

bu konuda en ufak bir umudum dahi olsa evde ne kadar kapı pencere var hepsini sonuna kadar açıcam hava karardığında ama yokk!

çocukluğumdan beri süre gelen bu vampir hayranlığımdan ilerleyen yazılarımda söz edeceğim. evet palyaçodan deliler gibi korkan, vampir sever bir çocuktum. işte ben buyum ! (itiraf niteliği taşıyor biraz; bu iki gerçek hala değişmedi ! )
'hani benim vampirim' türküsünü mırıldanarak uyuyacağımm...

20090510

plan A

0

şimciiii benim ev arkadaşı yine izmire gitti gerçi buradayken de en az haftanın 3 günü yanlız uyuyorum evde. gidip gidip sevgilisinde kalıyor. kalmadığı günlerin de en az birinde ya da 2sinde sevgilisi bizde kalıyor baya aktifler anlayacağın :)
neyse şimdi ben yine başladım dün gece paranoyalarıma uyuyamadım sonra 1 buçuk saat öyle yattım durdum. eve biri girse polisten başkasından medet umamayacağım gecenin o yarısında beni kurtarmaya gelebilecek kimsecikler yok. ölsem kalsam atölyenin olmadığı bir gün atölye gününe kadar kimsenin haberi olmayacak hatta atölye günü de az biraz şüphelenirler. ertesi güne kalırım kokarım falan öyle bulurlar gerçi annemler 1 gün ulaşamasa hemen gelirler istanbula da.
valla manşetlerde bile gördüm kendimi yeminlen; 'mimar sinan üniversitesi hayalleriyle memleketini bırakıp istanbula gelen genç A.A. kiralık evinde tecavüz edilip vahşice katledildi...' yanlız secret falan olacak ben böyle saçma saçma kuruyorum paso kafamdan harbiden kazaya kurban gidicem!
neyse dün hesapladım 1buçuğuncu katta falan oturuyorum ben. odamda da 2 tane fransız balkon var odamın kapısını da kilitliyorum böyle yanlız olduğumda. eğer ki arka balkondan falan girerse hırkız atarım kendimi aşşa en fazla bacağım kırılır. kırık bacağımı sürüye sürüye karşı apartmana ulaşıp bütün zilleri çalarım herkescikleri ayağa kaldırırım sobeleriz hırkızı. nası plan?
yok olmamış bu diyorsan gece uzun nasılsa bu gece de uyuyamayacak gibiyim bir tane daha plan yaparım ;)

ağlamak

0

uzun zamandır bu kadar çok ağlamamıştım. kasıtlı olarak frenlemedim kendimi, kasıtlı olarak şükretmeyi düşünmedim neyim var bu kadar ağlayacak demedim koyuverdim gitti bu sefer. iyi geleceğini düşünüyorum ihtiyacım vardı.
gözlerim kan çanağı oldu. bi süre sonra gözyaşlarım yerine beynim akıyor gibi geldi sustum o zaman. başım zonkluyor aktı mı acaba gerçekten :/

20090509

0


yanında geçiremeyeceğim ilk anneler günü.

çok özledim seni.

teşekkürederim anne ve özür dilerim büyüdüğüm için. bunu ben istemedim hem de hiç. keşke bir şans daha verilseydi bana inan o zaman büyümemek içinden elimden geleni yapardım. o koridorun sonundan koşup koşup sana sarıldığım zamanlara dönebilseydik, sen yeter artık hadi dediğinde ben yine 'son annecim, on kere daha, on kere daha...' deseydim sana.

bu hiç adil değil, hem de hiç. anneler gününde yanında olmak yerine istanbulda tek başıma olmak... hatta muhtemelen bomboş evde yine yanlız uyumak...

herkes sana sahip olacak kadar şanslı değil hatta bir anneye sahip olacak kadar bile şanslı olmayanlar var.

iyiki benim annemsin. seni seviyorum.

anneler günün kutlu olsun...

NOT: ve yarın şu 'annem burda olsun bana bişey olmaz' şarkısının çaldığı reklam biteceği için mutluyum. istisnasız her duyduğumda ağlamaktan sıkılmıştım.