20090224

ev tutulması



2 gündür sefilleri oynamaktayım. ev bulmak için aramadığımız emlakçı girmediğimiz ev kalmadı. beşiktaşta baktık dün. teee dikilitaşa kada yürüdük beşiktaştan. hem de buzz gibi havada hatta yağmur da yağıyordu. yokuşlar çık çık bitmez... o kadar eziyetin üstüne 2 kat merdivenle inilen bir yerde, ucubelerin yaşanması için tasarlanmış bir ev gösterilidiği dakikalarda bu maceradaki ilk isyanımı ettim. epey bi dolandık beşiktaşın merkezinde. benim çırağana olan bağlılığım sebebiyle benim evin oralardaki emlakçıya gittik oda gezdirdi tozdurdu yine gözümüz tutmadı hiçbirini. bir de kurtuluşta bir ev vardı netten bulduğumuz, çok kral görünüyordu sıfır bina atladık ona gittik. bu sırada da müstakbel ev arkadaşımın zevcesi geldi onunla da tanışmış oldum. hepcek baktık o apartmana. (böyle hop hop hop anlatıyorum ama aralarda saatlerle soğukta beklemişliğimiz var.) girişte bir otel havası yaratmışlar tablolar aynalar falan var dumur olduk. apartman da çift asansörlü, güvenlikci abili, kameralı falan bişey hoşlandık epey bi. lakin kurtuluşta olması bozdu biraz işleri.

bugün de leventteydik. kahvaltı yapmadan çıktım metrocitydeki migrostan poğaca neyim aldım meyve suyuyla beraber götürüyorum yolda emlakçıları ararken.bulduğumuz her emlakçı 6 7 daire gösterdi ama ölmüş bitmiş hepsi. kimisinin mutfak dolaplarının kapakları falan sallanıyor, kimisinin tavanı küf tutmuş kimisinin banyosunda fayansı yok adam siz girdikten sonra yapılacak diyor saçma sapan teraneler! hatta evin biri zincirli kuyu mezarlığına bakıyordu bildiğin varoşlardaydı. böyle bildiğin kaldırım taşından merdiven yapmışlar uçurumun kenarına jackass yapıyorsun eve ulaşabilmek için. gerçi evin içi yeni yapılmış mutfağı banyosu falan çok güzeldi ama bize gelmedi tabi. tabi yokuş ine çıka perişan olmuşuz artık, ayaklarımı sürüyorum yürürken. bi tane internetten bakıp da çok beyendiğimiz vardı onu aradık adam 4e randevu verdi. saat 4e kadar hiç oturmadık ama. o amca kanyonun önünde buluşalım dedi onu beklerken dayanamadım oturdum artık içine süs bitkileri ekilen bahçemsi şeyin kenarındaki kaldırım taşına. zaten hava buz gibi elimde deri eldivenler, kafamda içimdeki hırkanın, içine 3 kişinin kafasını alabilecek genişlikteki kapşonu büzülmüş oturuyorum. gerizekalılar da geyik yapıyor 'allah versin' diye! aslında olay anında güldüm çünkü gerçekten acınası haldeydim. zaten daha sonra yoldan geçen motorlu gençler de laf atınca kalktım. demekki bu ülkeden çoğunluğun yapmadığı şeyi ölecek olsan da yapmayacaksın! hoş ben yine olsa yine yaparım, hatta yapıcam da ama siz yapmayabilirsiniz deneyimimden faydalanarak. neyse amca aradı sonra bir ablaya verdi telefonu geldiğimiz yoldan geri döneceğimizi müjdeledi sağolsun o da! yol aslında uzun falan değil de gün boyunca oradan rahat 5 kere falan geçtik. kanyonun güvenlikçileri bile kıllandı artık niye inip çıkıp duruyor bunlar bu yoldan diye. neysem buluştuk gittik baktık ve beyendik ve tuttuk. yani artık yeni bir ev arkadaşım ve evim var :) hafta sonu taşınıcam sanırım. metroya falan 10 dkk uzaklıkta. yeni yapılmış zaten, daire sıfır, fransız balkonlu (ki ben hastasıyım) öyle iki oda 1 salon miniminnoş biryer. LEVENTTE! leventte deniz var :D yok diye idda etmeyin, var!

velhasılı kelam, aşırı yorgun lakin mutluyum...


FOTO NOT: bizim gibi evinde bar bulunduracak yer bulamayanlar için tasarlanmış olmazsa olmaz alkol zulalama harikası. acayip beyendim. ilerleyen aylarda bizim de bundan neden olmasın ;)

0 fikir fıtlatımında bulunulmuş: