20100417

aman piyasaya dikkat!


pek sevgili izleyicilerim bu sefer girişi, gelişmeyi, sonucu bir yana bırakıp direk konuya dalmak istiyorum çünkü fevkalade gazım şu anda bahsedeceğim konu hususunda.
sakınlıkla (bakın özellikle sakınlıkla) bir müzisyeni, artisti, futbolcuyu v.s. tanımadan hayranı olmayınız. hayranlığınız yaptığı işle sınırlı kalsın çok rica ediyorum.
kafanızdan şahane meziyetler ekleyip o adama yapıştırmayınız. çok acı ama öyle bir dünya yok malesef. devasal bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız sonra benden söylemesi.
ropörtajıymış, canlı yayınıymış, konser performansıymış hepsi hepsi oyun arkadaşlar. özellikle müzik piyasası için söylüyorum bunu ki bir şekilde içine dahil oldum o piyasanın, azımsanmayacak derece sahte yüzler var.
tam tahmin ettiğim sevimlilik ve samimiyette bulduğum insanlar yok mu? onlar da var elbet (bkz: Burak Gürpınar-Kurban, Barış Orhan-Deja-vu) ama söylediğim gibi çok azınlıktalar.
günlük hayatımızda bile milyon tane karakter bozukluğu olan insan varken çevremizde o piyasanın içinde de olayların aynı şekilde yürüdüğünü (belki şahit olduklarımızdan çok daha iğrenç şekilde yürüdüğünü) kabullenmekte zorlanmayın arkadaşlar.
ve ve ve esas can alıcı kısma geliyorum;
şarkı sözlerinde anlattıkları, isyan ettikleri konuların başrollerinde bizzat kendileri yer alıp, kin kustukları karakterleri kendileri oynuyorlar. inanın o ince hisli, o detaycı, o uç noktada zeki, o eleştirel adam değiller yüz yüze geldiğinizde.
özellikle bayan arkadaşlar için söylüyorum tüm bunları; canınızı yakmak için bir saniye düşünmeyecek kadar yüksek egolara sahip bu adamlar ve inanın kasıtlı olarak o denli ince ruhlu, duyarlı adamlarmış gibi davranıyorlar. yoksa satmaz arkadaşım o albümler. 'öfff iyi saçmalamış. 'O' hayatta öyle bir adam değil.' demeyin. en azından 'O'nu yeterince tanımadan demeyin. o kadar klavyenin tuş takımını harabediyorum burda; birileri de benim gibi kendini 'zeki, uyanık' sanıp kör gözüyle gidip duvara toslamasın diye.
hem hem hem ananız mıyım, babanız mıyım nan! allahalla! sallamayacaksan, sallama kardeşim. hayat senin hayatın. ciğerini söksünler yerinden. yaşayarak öğren.

eklemek istediğim son bir şey var ki onu da yaşıyorum şu anda. bir grubun 1 yada 2 elemanın karakterinden haz etmiyor olabilirsiniz albümünü alıp, konserlerine iştirak ederek onlarla akraba olmazsınız. gidin müziğin tadını çıkarın. grubu desteklemeye devam etmelisiniz çünkü bizim ilgilendiğimiz kısım olayın müzikalitesidir. bırakın o karaktersiz arkadaşlar ettiklerini bulup kendi pisliklerinde boğulsunlar.

kustum. bitti.

SON

NOT: Burak'a öyle bir sarılır, öyle bir sıkarım ki ben...
kesinlikle olması gerektiği gibi doğru düzgün bir adam. tam anlamı ile 'adam'.
o piyasanın içinde 15 yılını geçirip böylesine sağlam karakterli olduğu için tebrik ediyorum cancağzımı.

1 fikir fıtlatımında bulunulmuş:

Jose Ramon Santana Vazquez | 18 Nisan 2010 02:48

...traigo
sangre
de
la
tarde
herida
en
la
mano
y
una
vela
de
mi
corazón
para
invitarte
y
darte
este
alma
que
viene
para
compartir
contigo
tu
bello
blog
con
un
ramillete
de
oro
y
claveles
dentro...


desde mis
HORAS ROTAS
Y AULA DE PAZ


TE SIGO TU BLOG




CON saludos de la luna al
reflejarse en el mar de la
poesía...


AFECTUOSAMENTE


ESPERO SEAN DE VUESTRO AGRADO EL POST POETIZADO DE EL NAZARENO- LOVE STORY,- Y- CABALLO, .

José
ramón...