20100412


çarşamba günü Burak'la buluşacağız. 'hayatımda olmalı' dediğim ikinci insandı (hani deniz gitti ya) artık en birinci o.
geçen hafta aradı tam 1 saat telefonda konuştuk ki ikimiz de şaşırdık bu hadiseye. ilk telefon konuşmasında nasıl iki insan 1 saat boyunca konuşur düşüncesinin akabinde kikirdedik. gerçi yüz yüze konuşmuştuk zaten ama hepsini toplasan ancak 1 saat eder.
gülüyorum ben o adama çok. ses tonu, mimikleri ve esprileri ciddi bir ahenk içinde. o kadar samimi, o kadar içten, o kadar sevimli olabilir bir insan ancak. adamı düşündüğümde mutlu oluyorum resmen. içim gülüyor.

rüyamda görmüş idim geçen sene. esprileşip gülüyorduk karşılıklı. sonra uyurken attığım kahkahanın sesine uyandım ki daha önce ne uykumda konuşmuşluğum falan bile yoktur. nefes alıp verişim bile duyulmaz.

öyle bir şey işte Burak.
sevgi pıtırcığı oldum şu anda bunları yazarken. birazdan somut olarak da sırıtmaya başlayacağımı düşünerekten kısa kesiyorum.

sayesinde ruhumun bir ucu ışık saçıyor bu gece.

0 fikir fıtlatımında bulunulmuş: