20100118

durum değerlendirmesi


dün taksimdeydim. atölye arkadaşlarımızla buluştuk, görüştük, hasret giderdik. 45liğe gittik hoş vakit geçirdik. hepsi kaliteli insanlar, o insanları tanıdığım için mutluyum.
45likten önce sıra selvilerdeki beer house'daydık. orada vazgeçilmez aksesuarım olan yüzüklerimden birini unuttum. 45likten hiç bir hazin kayba uğramadan çıkmayı başardım fakat bershka'da fularımı unuttum.
parantez içinde söylemeyeceğim çünkü bir buçuk yıldır şiddetli istek içerisinde olup da bir türlü içime sinen bir deri ceket bulamıyordum. bu yolda krem, yeşil ve kahverengi olmak üzere bilimum piyasada bulunan her rengini aldıktan sonra sonunda içime sinen siyah bir deri ceket buldum. mutluyum.
bershka'da da fularımı bıraktıktan sonra tünelden karaköye indik oradan vapurla kadıköye geçtim. vapurda da takdire şayan bir başarı göstererek hiç bir şeyimi bırakmadım fakat kadıköyde inmem gerekirken üstün bir başarı örneği sergileyerek haydarpaşada indim. akşamın o saati o soğukta epey bir süre taksi bekledim. taksi geldi istanbulun avrupa başkenti olması dolayısıyla meydanda yapılan kutlamalar sebebiyle kapatılmış yolların büyük bir kısmı. taksinin beni evime kadar götüremeyip boğanın önünde bırakmasını fırsat bilerek gün içerindeki zekamı kutlamak amaçlı KFC'ye koşup Xtreme menü ile ödüllendirdim kendimi. sanırım günün en güzel anı o idi.

malum final haftası ders yok biz de okuldaki arkadaşlarla yarını kültürel aktiviteler içerisinde bulunarak geçirelim dedik. çırağanda pek sevgili dekanımız nazan erkmen'in çocuk gözünden istanbul'u resimlediği sergiyi ziyaret ettikten sonra tiyatroya gidelim diyoruz. bunun yanı sıra temel sanat ödevlerini perşembeye kadar tamamlamalı ve çarşamba günkü teknik resim ve tasarı geometri finallerine hazırlanmalıyım.

ruh halim hala pek iyi sayılmaz. silkelenip kendime gelmek için saçımı kestirip dövme yaptırma planlarımı erkene almayı düşünüyorum.
bitsedegitsek!

0 fikir fıtlatımında bulunulmuş: