20100125



dün gece epey geç yatmama rağmen, hatta bu sabah yatmış olmama rağmen sabah 8de kalkıp okula gittim finalim var diye. ama ne oldu? tıklım tıkış havasız o sınıfta tüm güzel sanatlar 1. sınıf öğrencileri bunun yanısıra sinema tv ve konservatuar öğrencileri ile birlikte saatlerce hocayı bekledik. gelmedi evet. çok kızdım. eve de dönemedim çünkü öğleden sonra genel sanat tarihi sınavım vardı. o da bana girmeye pek hevesli görünüyordu zaten, emeline ulaştı nitekim.

o kışta kıyamette, deli gibi yağan karın altında finalin ertelenmesini fırsat bilip bir sürü tanımadığım insanın da dahil olduğu bir kar savaşının içine daldım. çok da eğlendim. 3 kere falan yere yatırılmak sureti ile suratımdaki her bir uzva avuçla kar dolduruldu. (tabi bu kısım o kadar de eğlenceli değildi)ama her seferinde de intikamım acı oldu ne he he!

karın yağma hadisesini hep çok sevdim. kar topu oynamayı da...
içimdeki romantizmi çatır çatır dışarıya vurmamı sağladı hep doğanın o muhteşem güzelliği.
bu yıl pek sevemedim ama her şeye rağmen. çok yanlız hissettim kendimi. bu yıl romantizmimi vuracak duvar aradım işte. kötü hissettirdi kendimi. çok kötü.

o değil de bu yumuşacık cildimi lime lime eden, utanmadan yanaklarımı ve burnumu ısıran soğuklarda bari sevgililer sevgilisi olmayanlara acısın da öyle sarmaş dolaş, dip dibe, el ele, kol kola gezmesin yahu. bir düşünün halimizi be, bre vicdansızlar! sen sevgilinin sıcacık acuçlarında aşkla ısıtırken ellerini benim parmaklarım düşüyor soğuktan!

ayıp!

1 fikir fıtlatımında bulunulmuş:

CherrybLossomgirL | 26 Ocak 2010 00:23

bu üniversiteler hep böyle. durumuna ben de sinirlendim açıkçası :( ama umarım düzgün bir sistem otruturlar da öğrencileri yollarda perişan edip pişkin pişkin hoca gelmedi deme şerefine nail olamazlar...