20081231

nice mutlu yıllarr!

2



istanbuldaki ilk yılbaşımı evde tek başıma geçiriyorum. hatta tek başıma bile değil ya 46 yaşındaki ev arkadaşımla! vodka kola cips ve sigara, bugünlük en büyük eğlencem sanırım böyle. ama koca şişe bana ait alkol komasına falan girmesem iyi olacak. poğaça, makarna ve alkol dolaşıyor sadece kanımda epey bir süredir :/
noel babadan birşey istemeyeceğim tüm dileklerim 2009a, öyle kırmızı giymez erkek adam zaten :P (benim denizim de giyiyor çok da yıkışıyor bahane arıyorum bakma ;) )

sevgili ikibindokuz;

pek fazla şey istemeyeceğim o yüzden mutlaka yerine gelsin isteklerim!

* mimar sinan güzel sanatlar fakültesi endüstriyel tasarım yada moda tasarımı öğrencisi olmak istiyorum

* deniz yılmazla bir sonraki görüşmemizde objektiflere çok daha samimi pozlar vermek istiyorum (sonuncudan onun beni öptüğü ve benim onu öptüğüm fotoğraf kareleri kaldı ama dha ilerisinde poz falan veremem şaka yaptım :D)

* dar kalçalı geniş omuzlu pek mümkün değil ama benden zeki ve sempatik taşş gibi sevgili istiyorum

*kendimi yanında çok mutlu hissedeceğim, birlikte çok iyi vakit geçireceğimiz beni çok iyi anlayan gerçek dostlar istiyorum

*kızlar için erkeklerden ayrı bir koğuş açılıp gönüllü askerlik çıksın istiyorum

*şu baştakilerin allah bin belasını versin, canlı yayında eciş büçüş olup kaldıklarını görmek istiyorum

*diğer isteklerim iyice siyasete kaçıyor 12den sonra geleceksin ya nasıl olsa o zaman söylerim ben sana burada ilan etmenin anlamı yok :)

*hayatım şu dramatik roman tadından kurtulsun istiyorum tamam roman olsun yine de ama daha çok romantik komedi falan olsun artık

*sağlık, mutluluk, huzur... v.b. işte klasik herkesin dilediği güzel dileklerden istiyorum sevdiklerim adına tabi kendim adına da
umarım bu yıl tüm beklentilerimiz gerçek olur, nice mutlu yıllar...

oyuncu, ben, fotoğraf

0


facebooktan bir oyuncu ekledi beni 10 dkk falan önce. ismini bilmiyordum profiline bakınca hatırladım kim olduğunu, kabul ettim bende. daha sonra mesaj attı;


merhaba!

Eğer Günün birinde fotoğraflarını çekmeme izin verirsen sevinirim... çünkü son derece ilginç bir bakışın var... umarım yeni yıl bir öncekini aratmaz sevgiler...


mesaj aynen bu. ohaaa laaann!! oyuncunun ismini vermem doğru olmayabilir ama fotoğrafını koyayım belki hatırlarsınız.

(kabul ettim bu arada :D )

profil

0

cinsiyet: kadın
astroloji işareti: akrep
zodyak yılı: yılan

dikkatimi yeni çekti ama yorum yapmıyorum!!
siz yapın :D

20081229

rüya

1


rüyalarımdan çok etkilenirim. o gece korkunç şeyler görmüşsem çok kötü uyanırım belli bir süre de neşesiz olurum.
rüyamda gördüğüm insanlardan da çok etkilenirim. mesela birinin elimi tuttuğunu göreyim sabah leyla gibi kalkarım hiç aklımda yokken bi sempati olur ona karşı. tabi bu anlattıklarımın bugünkü konumuzla pek de bir alakası yok. rüya demişken önbilgi vereyim dedim :)
erayı gördüm rüyamda! hani 9 ay önceki, son erkek arkadaşım. ne alakaysa. sarılıyorum, saçlarıyla oynuyorum (kıvırcık bonus kafaydı, çok severdim saçlarını) öpüyorum hatta sonra bakıyorum gerçekten o mu diye, inanamıyorum fln. doğal olarak yine etkilenmiş kalktım sabah. ama çok değil sadece biraz özlediğimi farkettim. biraz ama. özlememem gerekn bir insan çünkü. yalnızım boşluktayım ve canım yanıyor. canım her yandığında da erayı görüyorum rüyamda. nasıl yaktıysa o canımı...
bu arada rüyamda gördüğüm şeylerle ilgili birşey olur kesin ertesi günü. bunu eray için söylemiyorum tabiki o tamamen bilinç altımın etkisiyle görülmiş bir rüyaydı. ama facebooktan benim için önemli olan birinin beni eklediğini görmüştüm rüyamda ve az önce eklemiş.
eriyorum sanırsam! :D

20081226

reklam müziği

1


beni ağlatan reklamın müziğini buldum sonunda yaa. fiat albea reklamıydı kız üniversiteye gidecek otobüse bindiriyor anne baba, sarılıyorlar ağlıyor kız hüngür hüngür otobüs hareket ettikten epey bir süre sonra camdan bakıyor annesiyle babası arabayla yanından otobüsü takip ediyor...
bunları yazarken bile birkaç damla akıyor gözümden, cümlelerimi toparlayamıyorum.(daha dinlemedim bile şarkıyı!)

Brotherhood of man - Save all your kisses for me

20081225

lazy duck

0

aman benim yazasım gelmiyo yaa! kimse de merak etmiyor ztn hiç heyecanlı olmuyor böle.

ders çalışmıyorum hiç bişey yapmıyorum aptal gibi davranıyorum. istanbula gelmemin maksadını yerine getirmiyorum ne anladım ben bu işten. kızıyorum kendime bu kadar dirayetsiz değilim ki ben, aciz insanlar gibi davranıyorum. olmasın DENİZ yanımda noluyor yani? o bensizliği sorun ediyor mu? hayır haha! saat 11 olmuş biri dürtse de kalkıp ödevimi yapsam, bitmez zaten o ama en azından başlasam.

(yazımın başlığı taksimdeki ingiliz baba kızın çok sevimli diyaloğundan alıntıdır.)

20081218

ilahi birahi

0

dün kafam iyi olduğundan saçmalama riskimi göze alıp da yazamadım. gerçi saçmalamak için içmesine gerek olmayan bir insanım ya neyse. evet başlayayım...
kargalar bokunu yemeden istanbula vardık. taksiye atladık ve elifi evimle tanıştırdıktan sonra bi kahvaltı ettik ve o yol yorgunluğuyla sızdık. sonra zerrin (ev arkadaşım olur kendisi bahsetmiştim ya hani 46 yaşında) geldi kalkın artık ne biçim genç kızsınız siz ben sizin yaşınızdayken ohoooo dedi ehehe :D o sırada ben uyanıktım ve elifi uyanmaya ikna ediyordum zaten zerrinin o lafı üzerine gaza gelip fırladı hatun :) neysem bi kot bi kazak geçirdik çıktık üstümüze. ev sahibesi olaraktan bir beşiktaş turu attırdım benim en uğrak mekanım olan şampiyona götürdüm en acılısından kokoreç yedirdim sonra alıveriş yapabileceğimiz tükanları gezdik iskelede oturduk cigaramızı tellendirdik saat 5 gibi geldik eve. ( aaa esas mütüş haberi unuttum bak zerrin bi arkadaşında kalacağını söylemişti birkaç günlüğüne sabah [terstepelek cümleler kurmayı de pek severim böyle :) ] ) zerrine aldıklarımızı gösterdikten sonra ortaköyde akşam sefası yapmak için hummalı bir hazırlığa giriştik. Biz bir giyinmişiz bir süslenmişiz oofff! Zerrin evden çıkmadan bak yokluğumdan istifade edip eve oğlan atmayın diye sıkı sıkı tembihledi, tabi benim en sık yaptığım şey bu zaten tedbirini almak istedi bu şekilde :)
neysem biz düştük yollara elifin aldığı yeni çizmesi vuruyor ayağını kağnı gibi gidiyoruz, o kadar da tembihledim halbukisi yara bandı yapıştır topuğuna diye! vardık ortaköyee, tutturdu bu puba oturalım diye bakıyorum bakıyorum pubların içine tek bir bayan yok ben kıllarınırım tabi paranoyağın allahıyım nevizadede görecez zaten o ihtiyacımızı gel başka biryer beğen oraya oturalım dedim. girdik bir kafeye içeride in cin top oynuyor zaten geçtik oturduk bir köşeye 2 sıcak çikolata söyledik tavla atıyoruz. sıcak çikolata yerine sütlü nesquiki kakaladıklarına mı yanayım, o yarım fincan sütlü nesquike beşer lira ödediğimize mi yanayım yoksa kalkmadan önce elifin kafasını çevirip de gördüğü sayid-i kürdinin kürtlere sesleniş konuşmasının asılı olduğu o mekana 10 ytl verdiğimize mi yanayım bilemedim! yok onu geçtim zerrin 'orası tanışma mekanıdır gençler giyinir kuşanır giderler oraya gelip masanıza otururlar falan...' dedi biz de bişey sandık o kadar süslendik ahahah :)
beşiktaşa gidelim dedi elif otobüse bindik bastık beşiktaşa. orada çıtır pub var geçtik oturduk çok kral mekanmış, garsonlar sigara içmeye teşebbüs ettiğin anda koşup sigaranı yakmaya geliyorlar, bizle alakalı olmasa gerek bu durum? :) birahi söyledik (1buçuk litrelik efes) elifin bir süre içtikten sonra yaptığı İLAHİ BİRAHİ esprisine de maruz kaldıktan sonra ben de iptal oldum. cam kenarında oturuyoruz boğazı falan görüyoruz iyi hoş da paso yiyişen tipler aşağıda, zaten demleniyoruz insanı iyice bunalıma sokuyor herifler. elif bir çemkirdi sonunda 'ben kalsam istanbulda 5 ay, 5000 tane arkadaşım olurdu ne biçim insansın seeen nalet olsun sanaaa...' HAKLIII!
oradan kalktık iskeleye. gitti 8 liraya bi avuç kestane aldı, onları kemirdik boğaza karşı şarkı söyleyerekten evimizin yolunu tuttuuukk...

20081216

ohhh mu desem?

0

gidiyorum lan (hatta gidiyoruz). hey allahım nasıl bir çelişkidir bu hem gitmek istiyorum hem kalmak :/ elifin benimle gelecek olmasına rağmen bu çelişkiyi yaşıyorum. ne zor işler bunlar yaa üniversitem olsa çok başka olacak herşey ama böylesi hakikaten zor! kursum 3 gün diğer 4 gün boşum ve kurstaki arkadaşlarımın dışında kimsem de yok oralarda. onlar da pek çıkmıyorlar dışarı. haftanın kalan o 4 gününü evde bunalım takılarak geçiriyorum. çünkü evimde mutlu olduğum söylenemez. neyse yaa bunları şuanda düşünmeyeyim elif geliyor ya, koca bir hafta istanbulda iki başımızayız ya, e istanbul kazan biz kepce mümkün olduğunca dağıtıp altını üstüne getireceğiz ya ben bunları düşüneyim.
bu kız şimdi otobüz tutuyor ayaklarına yatıp yol boyunca uyuyacak. müzik çalarım, penguen ve uykusuz (mizah dergileri biliyorsunuzdur ya ben üzerime düşeni yapayım yine de) olacağız yine o 11 saatlik yol boyunca. nefret ediyorum otobüs yolculuklaarıınndaaann!!

yarın istanbuldan seslenirim...

20081215

heyecanın bi tarafına tıkanması

0

yaavvv!! bir kere de heveslendiğim bişeyin bi tarafına su kaçmasın yaa! kafayı kırıcam lan!
benimle elif de gelecekti istanbula (kurabiye mi ne demişim saçma sapan. ne gerek varsa, elif işte) sabah annesiyle tartışmış sekteye uğradı biraz. gitme demiyor zübeyde (elifin annesi) ama birton laf söylemiş o yola çıkacak. hey allahım yaaa! bakalım 5de denemeye girdi 8gibi bitecek sonra eve gidip uzlaşmaya çalışacak en olmadı annem arayacak artık. lan bileti bile aldık lan! yarın gidiyoruz ne saçma kararlar bunlar yaa!!
çocuk sahibi olmuş bireylere farklı manyetik dalgalar etkiyor sanırım yoksa mantıklı bir açıklaması olamaz tüm bu davranışlarının!

(tam yazımı yayınlamak üzereyken mesaj geldi eliften çiçek almış öyle gidiyormuş eve. eheheh bu kız işi biliyor :D )

20081214

when i was a child...

0


şeker kız candy vardı ben el kadarken. aman allahım ne çok severdim. başlayınca tünerdim koltuğa elimde de ülkerin şu çekmeceli çikolataları var ya kırmızı küçük küçük paketlenmiş dikdörtgen şeklinde çikolatalar çıkıyor içinden işte ondan anime bitinceye kadar o da biterdi :) bazen farkında olmadan erken bitirirdim ama günde 1 kutu yeme hakkım olduğundan annem yenisini yememe izin vermezdi, bende önceden aşırdığım kutunun içinden bikaç tane alır onunla idare ederdim. anthony vardı bir de sarışın mavi gözlü ne yakışıklıydı o öyle! candy'nin sevgilisiydi zaten hayran hayran izlerdim anthonynin olduğu bölümleri. hatta etek giyip gayda çalardı candy'e asdsasd xD
şirinler vardı sonra ben 1. 2. sınıfa fln giderken tam okuldan geldiğim saatte başlıyordu. annem benden sonra gelirdi eve. elime çokokremimi alır kaşık kaşık onu yerdim şirinler izlerken de. (ne bok boğaz çocukmuşum la hiç ağzım boş durmuyormuş ha :D)
pokemon fırtınası estiğinde kaçıncı sınıf olduğumu hatırlamıyorum ama Ash'e aşıktım misty'e ayar olurdum ahah :D sokakta kendimden büyük oğlanlarla (istanbul ağzındaki oğlan kelimesinden bahsetmiyorum tabiki erkek çocuğunu kastediyorum) taso oynardım. öyle de bir oynardım ki hepsinin tasolarını üterdim :) onlar da hırs yaparlardı tekrar tekrar oynamak isterlerdi, dünya kadar tasom olmuştu :D
nereden geldi şimdi tüm bunlar aklıma bilmiyorum ama!

BEN

0


Bu yüzün arkasında saklıdır başka bir ben
Doğruyu söylemeyen, her şeyden bıkmış bir ben

Artık gülmüyorsam bir nedeni vardır
Artık sevmiyorsam, bir nedeni vardır
Artık duymuyorsam, ne beklersin ki benden
Çek git, kurtul vaktin varken Çek git, kurtul "ben"den

Bu yüzün arkasında saklıdır başka bir ben
Derdini söylemeyen, kendini boğmuş bir ben

Sözlerle yıpratılmış, ağlarken gülen bir ben
Sessizce aldatılmış, zavallı, ezik bir ben
Benden uzakta doğmuş, beni besleyen bir ben
Yokluğumdan usanmış, beni özleyen bir ben
Bazen başkası olmuş, ölüp dirilmiş bir ben
Herkesi dostu bilen, herkesten kopuk bir ben

KURBAN- insanlar-
söz-müzik: Deniz Yılmaz

(deniz = ben, ben =deniz yılmaz daha ne söylenir ne yazılır ki!)

20081212

ben istemek düşünememek

0

çok düşünüyorum! sürekli sürekli sürekli düşünüyorum. meğer düşünecek ne çok şey varmış diye de düşünüyorum, yıllardır bitmedi ve yıllarca da bitmeyecek diye de düşünüyorum hatta. ama şöyle birşey var; yoruldum! düşünmekten yoruldum artık. kimseye faydası yok ki bunun. tamam kendimi daha iyi tanıyorum, derinlerimde kalmış yeni yerler, yeni fikirler keşfediyorum ama yine mutsuzum yine mutsuzum. kendimi daha fazla tanımak istemiyorum ki, kendime güveniyorum ben. insanlar biraz daha fazla tanısın biraz daha fazla anlasınlar beni istiyorum. oooo hayır, çok yanlış oldu. birazcık da olsa tanısınlar, birazcık anlasınlar istiyorum. hatta ve hatta insanlar değil tek bir kişi. bu kadar da alçak gönüllüyüm bu hususta :) saatlerce ağlaya sızlaya salyasümük neler hissettiğimi anlatıyorum anneme anlıyor (yada anlamış gibi yapıyor ki bu daha olası), haftasına beni çileden çıkarıyor yine. lan 40 küsur yaşında kadın bea!! annem dediğim de böyleyse ben insanlardan nasıl olgun olmalarını, beni anlamalarını beklerim diye düşünmeden alamıyorum kendimi. (görüldüğü üzere yine ve yine düşünüyorum!)
insanlar yanlız olmak zorundalar nedeni bilinmez bir şekilde! sadece ben değil birçok kişi kendini diğerlerinden farklı görüyor bunun da farkındayım. ama ben deliyim, ben hiç normal değilim. benden normal tepkiler beklemeyin. böylesine pozitif olduğuma aldanmayın. katil ruhluyum ben. hassas olduğum konulara saldırıldığında elimden alamazsınız adamı. hakkaten deliyim. her tarafını kırarım o herifin ben. üniversitede çok iş alacam başıma da... rabbim bilmiş de erkek yaratmamış, bu yaşları göremezdim erkek olsaydım yada daha farklı bir tez olarak demir parmaklıklar ardında harcanır giderdim biliyorum kendimi :) lan napıyorum yine yaa konu nereden nereye geldi düşünmek istemiyorum ben. Biri beni durdursun' (o durduracak biri önce bir beni bulsun da :) )şöyle birşey de var her düşündüğümü buraya yazmak zorunda da değilim birkaç saniye öncesine kadar bunu düşünemiyordum mesela. sanırım düşünememeyi öğreniyorum yavaş yavaş...

20081209

'KURBAN'

1


Ahh ahh nereden başlanır, nasıl anlatılır? Aynı heyecanı size de yaşatabilir miyim o kadar başarılı bir yazar mıyım, yaşatamazsam mutsuz olurum. neyse elimden geleni yapayım ben yine de...
Kurban bağımlılığım 6 yıl önceye dayanıyor hemen hemen. 7.sınıftaydım o zamanlar (7yıl da olabilir aslında yaa nese) dershaneye LGSye hazırlanma amaçlı gidip de geyik çevirdiğimiz zamanlar. arkadaşın etüt sırası geldi walkmanini bana bıraktı (o zmn nerdee mp3ler, mp4ler, ipodlar fln...)taktım bende kulağıma. o zaman kurbanın SERT albümünün yeni çıktığı zamanlar hiç unutmam 'Haberin Yok' şarkısı çalıyor... 'öküz gibi bakarsan tren durmaz kii, kimin eli kimin cebinde haberin yoookk...' gözlerim büyüdü, suratımda kocaman bir tebessüm belirdi ; bu ne yaa böyle dedim. Kimin kasetini dinlediğimi merak ediyorum ama elim bir türlü stop tuşuna gitmiyor 'bu şarkı bitsin tamam açıp bakıcam' diyorum, 'dur azıcık başını dinleyeyim diğerinin de' diyorum bir türlü kapatamıyorum walkmani :) (nasıl güzel bir çelişkiydi o anlatamam) sonunda alphan (walkmanin sahibi olan arkadaş) geldi ve kafamda dönen onlarca soruyu yanıtlayarak beni aydınlattı da rahatladım. hemen koştum aldım albümünü, onu takip eden aylar ve yıllar boyunca da aynı aşkla dinledim KURBANı.
Hayranlıktan da öte bişey ciddi bir bağımlılık benimkisi. Hiçbir zaman hiçbir grup onlardan iyi onlardan rövanşta olmadı benim için. Lise yıllarımda çilekeşi de çok severek dinlemişimdir hala da başarılı bulduğum bir grup fakat kurbanın yerini almadı hiçbir zaman. Bu kadar başarılı 4 (özellikle deniz,burak ve kerem üçlüsü!) adamın tek bir grupta biraraya gelmesi türk rock sektörü adına pek de adil değil :)
Harçlıklarımı hatta neyim var neyim yoksa donuma kadar yollarında vermiş olsam da aynı kararlılıkla devam edecektir bu bağlılık ve bağımlılık. İyiki varlar, iyiki türkiyeyi bu kadar kaliteli müzikle tanıştırdılar iyiki bize canlı performanslarıyla tadına doyulmaz rock ziyafetleri sunuyorlar...

Dip Sapıklık! : Şuanda özgür ve keremi elimden kaçırmış olabilirim evet ama eğer bundan sonra bir hayat olacaksa hepsi benim olacaakk nihahah xD

BU SES BİTER Mİ LAANNN!!!

20081207

arife günüyle alakası olmayan bir yazı

2

Yaaa annem çiçeğimi soldurmuş yaa evin heryeri çiçek dolu botanik bahçesi gibi kendi çiçeklerine gözü gibi bakıyor benim 1 tanecik çiçeğimi soldurmuş onu kurtarmaya çalışıyorum :(
Böyle dalga dalga bordo renkli, üçgen üçgen yapraklı hem de gece kapanıyordu sabah açılıyordu çiçeeğiiiiimmm!! :'(

Haaa kendime sevindirici haber deri ceket aldıııımm oohhh sonunda :D (ruh halim de böyle çabuk değişir işte xD hiçbir zaman normal olduğumu iddia etmedim ki!)

Dün ilkokul arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğuyla 3.buluşmamızı gerçekleştirdik. o koskoca toplulukta yine 2 kızdık! kızıyorum kızlara erkekler çok daha vefalı oluyorlar! (iyi deee ben erkek olacaktım bana sordular mı kii yaa, o kadar kas heba oluyor erkek olacaktım ben bu kaslarla ne kız tavlardım beah :D ) zübüş tıp okuyor, sigaraya başladığımı görünce tıpcı mantığıyla mı yaptı bilmiyorum da çok ayıp bişey yapıyormuşcasına eleştirdi beni. Bu senin 'o tip şeylere' meğilli olduğunu gösterir (o tip şeyler ne tip şeyler ayıp şeyler mi? kötü yola mı sürükleniyorum?) hiç hoş birşey değil bu yaptığın... şeklinde devam etti gitti. Bir allahın kulu da beni anlasa! sigaradan bu kadar nefret ederken nasıl bir ihtiyaçla böyle bişeye kalkıştığımın farkında olsalar birazcık. Neyse yine de sigara ayıp birşey değil :)

20081204

Ben -2-

2

Evde yaşanılanlardan bahsetmekten pek hazetmediğime karar verdim. trajikomik olaylara hep kıl olmuşumdur zaten. daha bir özetleyeyim ben iyisimi :)
Sınav zamanı geldi çattı yeditepede endüstriyel tasarımı ışıkta moda tasarımını kazandım lakin burs kazanma korkusuyla burs sınavlarına teşrif etmedim, gezdim gördüm ve özel okulda okumanın bana göre bir iş olmadığına karar verdim. Mimar sinanda 1buçuk aylık bir eğitimle barajı geçtim hatta endüstriyel tasarımda yedeklerdeydim tabi 134.olunca sıra gelmiyor insana eheh :D kuyruğu kısıp döndük ıspartaya. fakat benim anlayışlı annem ve babam istanbulda kursa devam etmem hususunda hemfikir oldular (çok şanslı olduğuma inandığım nadir anlardandı!) ve salyasümük ağlayaraktan doğumgünümün ertesi günü olan 28ekim akşamı düştüm yollara. Koskoca istanbulda bir ben! Memleketimdeki yakın çevremdekilerin hiç mi biri kazanmaz istanbulu yaa izmir ankara hep. Ne yapalım idealist olmanın böyle eziyetleri (:D)oluyor gelecekte sevdiğim işi yapmak için koskoca 1 yıl sırtlayacağım istanbulu bir başıma... :/ (hayatımın en anlatılır anısı olan KURBAN konserinden tabii ki bahsedeceğim, ama ilerleyen yazılarımda :) )

hazin uyanış

4

şöüüyle bir etrafa baktım daa ne bloglar var yaa :) ancak kapıcam ben bu işi demekki ben de diyorum niye izleyenim yok hiç kim izlesin böyle yavan şeyi ahah :D
blogumu izleyen ilk kişi niye sen olmayasın ;)
(acaba bu şekilde kışkırır mısınız? :/)

asi çocuk

0

dün kurabiyemle buluştuk (düşündüm düşündüm başka takma ad bulamadım napayım ahah :D) hayatta kardeşim diğe nitelendirdiğim ilk ve tek insan kendisi. Çok özlemişim canım benim, oturduk sohbet ettik biraz daha sonra asi çocuktan mesaj geldi. (sanırım burada asi çocuk takam adıyla nitelendirdiğim karakterin hayatımdaki yeri ve önemini belirtmem gerekiyor :) asi çocuk: lise yıllarımda dibim düşerekten baktığım fakat bir kaç kez aynı ortamda bulunduğum halde cool tavırlarımdan ötürü konuşmadığım yakışıklı. istanbula son gittiğimde facebooktan eklemiş beni orada da cool tavrımı sürdürdüm tabi ama msnimi istediğinde de hayır diyemezdim :D neyse o gün bugündür msnden konuşuyoruz. şöyle bir durum var ki kız arkadaşı var ve hernekadar avrildan hiç haz etmesem de 'girlfriend' şarkısının tınılarını her daim kulağımda duyumsuyorum. ilişkileri henüz çok yeni 1aylık bile değil, ilişkilerine dair hiçbirşkadar seviyor... hiçbirşey. neyse az çok belli oldu ey bilmiyorum ne kadar bağlı ne bendeki yeri ve önemi :D) onunla da görüşecektik aynı gün nerede olduğumu soruyor ve mesajın sonu muckla falan bitiyor bir derin aahhh çektim :) neyse oturduğumuz kafeyi söyledim geldi. birbirimizi tanırkenki ilk karşılaşmamız, ilk yüzyüze konuşmamız tabi. Ama gayet güzeldi iyi vakit geçirdik sonradan onun arkadaşı da geldi bir KURBAN muhabbetidir aldı yürüdü tabi (benim bulunduğum ortamda açılması en mutlak konu :D)
Gece uyuyamadım sebepsiz yere. sabaha kadar 40 kere uyandım bugün buluşup buluşmayacağımıza dair haber gelecekti sabah da niye o kadar kastım kendimi anlamadım :/ sabahlamış o da 12de hünharca çaldırarak kendisini uyandırmmı istedi :) yoğun insan benden önce görüşeceği biri daha varmış haber bekleyeceğim ona göre çıkacağım evden. Girlfriendimiz de bu gece gidecekmiş o sebeplen biraz da onunla görüşse iyi olurmuş. neyse çok takmıyorum ne hissettiğimi de tam olarak bilmiyorum zaten ama yanında mutluyum iyi vakit geçiriyoruz. ayağımı frenden kaldırdığım anda ne olur orasını bilemem tabi :D

20081202

Ben -1-

0

ben: anadolu lisesi sayısal mezunuyum. Geçen yılın ortalarında çok ciddi cesaret gerektiren bir karar verdim. Okuyabileceğim, gelcekte beni mutlu edecek mesleğe sayısal bölümden yerleşemeyeceğimi farkettim. Moda tasarımı eşit ağırlık puanıyla alıyor. Endüstriyel tasarım sayısal ama tıpla yarışıyor, hayatta ben o puanı alacak kadar çalışmam dedim kendi kendime. (bu kadar da dürüstüm kendime karşı :) ) yetenek sınavı olayını duydum tam o ara. sonra annemlerin karşısına dikildim ve ben össyi bırakıyorum yetenek sınavlarına hazırlanıp moda tasarımı okuyacağım benim okumak istediğim bölüm o dedim. Gariptir desteklediler çok fazla tartışılmadı bile. Birkaç açıklama yaptım bi 2 saat kadar bu kararı nasıl verdiğimi ve gerkçesini açıkladım o kadar. Dershaneyi bıraktım (o kdr para verdik!), test kitaplarımın karşısına geçip geçip tebessüm ettim haftalarca ve kurs aramaya başladık. yardımcı doçentten ders aldım yeterli bulmadım ve ondan sonra 2 kursumsu şey daha değiştirdim. (ben bu kısmı hızlı geçmek istiyorum çünkü hatırlamak bile istemiyorum!) İstanbuldaki bir arkadaşım da yetenek sınavlarına hazırlanıyormuş. T-junky'nin (işte o arkadaşım) bana söylediği her şeye yabancı olduğumu farkettim ve haziran ayındaydık bunu farkettiğimizde. İmgesel çalışıyor musunuz diyor o ne diyorum ve ben güya mimar sinana hazırlanıyorum. Bir baktım o geçmişimdeki 3 4 aya yalnızca hatasız olarak bardak çizebiliyorum (tonsuz tabi yalnızca taslak) çat pat da modelden figür. Kursun neresi ben geliyorum dedim T-junky'e annemlere durumumun vahimliğini kanıtladıktan sonra 28 haziranda atladık gittik istanbula. Şöyle birşey var ki ben okul gezisiyle 2 kere gittim babam da bikaç kere güzergahı üzerinde olduğundan içinden geçmiş, istanbulla tanışıklığımız bu kadarla sınırlıydı. Beyoğlu öğretmen evinde yer ayırtmıştık orada kaldık bir hafta o esnada eve ortak arayan biri yazar biri öğretmen 2 bayan varmış annemler görüşmeye gittiler beyenildi elimizdeki bikaç bavulla oraya yerleşildi. Dolaptır yataktır nevresimdir birşeyler alındı.
Evi paylaştığımız öğretmen allahın cezası tanımının karşılığıydı. Evi değil aynı zamanda aynı odayı da paylaşıyorduk. Nasıl korkunç bişeydir hiç tanımadığın biriylr aynı odada uyumak! Ama çok şükür ki annem vardı yanımda. Tabi bu miss kabalcının tüm ses tellerini kullanarak horlamasını engellemiyordu. Babama horluyorsun diyordum adam melek gibi uyuyormuş.
şizofreni, astım, bunun dışında da biton ruhsal rahatsızlığı vardı. Eline geçen 3 kuruş parayla kebap yiyordu ama uçan kuşa borcu vardı elindeki tüm kredi kartlarına yatağını dolabını aldığı mağazaya... Milyarlarca... benim önümde soyunup eliyle kapatabildiği kadar kapatıp banyoya giriyordu. Bu nasıl bir işkencedir nasıl bir görsel eziyettir yaa! En sonunda her yerden icraa mektupları gelmeye başladı o şekilde evden ayrılmak durumunda kaldı. Nereye mi? yan daireye!

20081201

üstüme öldü

0

Çooooook yorucu bir yolculuktu. Sevmiyorum otobüs yolculuklarını! Yanımda oturan otuz yaşlarındaki bayan üstümde uyudu! (elma kokulu şampuanlardan hiç haz etmiyorum artık) Arada ayılıyor kendini toparlıyor sonra tekrar kafası omzuma düşüyor, hiç hoş değildi! Hatta bir ara tam dalmak üzereyken küt diye indi kafası omzuma 'ha fiktir üstüme öldü kadın' dedim içimden çünkü kafa atarcasına bir hareketti. kıpırdandım biraz uyanmıyor, bekledim bekledim bekledim kadın kıpırdamıyor psikolojik olarak da kadının soğuduğunu falan hissetmeye başladım (ahahah :D) dedim 'bi kalk ayağa kadın koltuğa düşerse muavini çağırırsın' mantomu toplamak istercesine hafif kalktım koltuktan uyandı. Halbuki ben öldüğüne inandırmıştım kendimi hatta neredeyse üzülecektim niye ölmedi şimdi bu adrenalin olacaktı bana da diye.
Otobüsün şoförü de dayıydı! 12 numaralı koltukta oturduğumdan konuşmalarını çok net duyuyordum eğlence oldu onlar biraz. Yanlız nasıl olur da yolu bilemez onu anlamış değilim yanlış yola girdi sonra geri geri çıktı ilginçti. Hatta bir ara muavine çemkirdi saatlerdir uyuyorsun yorgunsan çıkmayacaksın tarzında laflar etti. Ama haklıydı muavin de yol boyunca uyudu.
Sonuç olarak evimdeyim artık. Annem beni görür görmez ağlamaya başladı zaten. Napıyorsun dedim yaa geldiğime mi ağlıyorsun eheh. Çok yorgunum, uykum var...