20100212

Platonik aşk



Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Platonik aşk ayrı bir mutluluktur. Platonik aşkta sevgiliye kavuşma yoktur. Dolayısıyla ikinci kalbi ararken bir yanlışlık yapma riski olmadığı gibi kötü sonuçlanan fiziksel aşkta görülen hayal kırıklığı yaşanmaz. Biz bunu halk ozanlarında görürüz. Hep hayal ettikleri sevgiliyi düşünerek, hissederek, yaşarlar ama sevgiliye kavuşmak için özel bir çaba sarf etmezler. Mutluluk hormonları (Endorfin) her zaman yüksek olduğu için platonik aşk alışkanlık yapabilir. Belki de gerçek aşk platonik olan aşktır, çünkü hiçbir zaman ölmez" diyor milliyet gazetesindeki bugünkü yazısında.

albino kelebek ne yapmalı şimdi peki?
7 yıllık platonik aşkın son bulması nasıl bir hezimete uğratır kalbi?
aşık olduğun adamın meğersem aşık olduğun adam olmadığını öğrenmek...

nasıl doldurulur o kocaman boşluk ondan sonra?

Prof. Dr. Bingür Sönmez, "Tanrı vücudunuz için önemli olan bütün organlarımız çift yaratmıştır. Akciğer, böbrek, göz gibi… Acaba tanrı bu kadar önemli bir organımızı neden tek yaratmıştır? Ama kalp sanıldığı gibi tek organ değildir. Bir tanesi bedenimizde olan, bizim için çalışan, dakikada 5-7 lt kan pompalayan, bizi ayakta tutan, fiziksel yaşamımızı sağlayan kalbimizdir. İkincisini ise tanrı karşı cinsten birine vermiştir ve “Gidip arayın bulun” demiştir. İşte 14 Şubat tanrının bizim için bağışladığı ikinci kalbi arayıp bulmamız için özel bir gündür. İkinci kalp her zaman birinci kalbi tamamlayandır. Eğer ikinci kalp huzursuz, hırçın ve stres dolu ise sizin kalbiniz de stres dolu olacaktır. Stres dolu olan bir kalp sağlıklı çalışamaz, çabuk yorulur ve hastalıklara açık olur. O nedenle siz ikinci kalp iseniz, birinci kalbi üzmeyin ve onun mutlu olması için çaba gösterin. Bu her iki cins için de geçerli. Bir başkasının ikinci kalbini taşıyorsanız, o size tanrının bir emanetidir ve ona çok iyi bakın" diyor.

ben taşıyor muyum acaba o ikinci kalbi? yada o taşıyor mu benim ikinci kalbimi?
şayet taşıyor ise neler yapıyor o kalbe de benim canıma okunuyor burada?

ikinci kalbimin sahibi nerde, ne yapıyor, acaba mutlu mu? diye kendi kendime sorup durmaktan fenalık geldi üzerime. ama artık çok da inanmıyorum açıkcası öyle birinin varlığına. umudediyorum bir parça o kadar. şayet var ise bile pek bir şapşal, pek bir ne yaptığını bilmezlez aklı bir karış havadalardan olduğunu düşünüyorum.

'artık hiç bir şey için söz veremem sana. bugüne kadar açıklamasını yapamayacağım hiçbir şey olmadığı halde hayatımda bundan sonrası için aynı şeyi söyleyemem. aşkı mantıkla yordum hep, her aşık olduğumda mantığı diktim karşısına. sadece aşkı değil beni de yordu bu.

beklemeyeceğim diyorum artık sana, evet. mutlu olacağım adamı aramaktansa mutluluğu arayacağım bundan sonra. mutlu olmaya çalışacağım. ama bu seni ne kadar mutlu eder bilemem.

bugüne kadar iki kere düşündüm, hem kendi adıma hem senin adına. yine düşüneceğim ama var olduğun inancına daha az sahip olarak.
bak yukarıda profesör ne diyor 'arayın bulun' diye verilmiş o ikinci kalp sana diyor.

öyle işte herifciğim. ben söyleyeceğimi söyledim, sana da söylemiştim diyeceğim. aklını başına alsaydın da gözünü açıp bulup okusaydın.'

2 fikir fıtlatımında bulunulmuş:

CherrybLossomgirL | 12 Şubat 2010 16:47

boşver mutluluk seni arasın derim ben , sen yorulma ;)

ben | 12 Şubat 2010 23:28

mutluluğu aramak, doğru adamı aramak derken aslında ifade etmek istediğimi pek anlatamadığımı fark etmiştim başaramamışım gibi sanki gerçekten de :)

biraz daha soyut aslında bahsettiğim arama kavramı. taliplerim (ahaha) arasında 'doğru adam' değerlendirmesi yapmak gibi. şu anki kararım da bu değerlendirmeden vazgeçip sadece 'mutlu olur muyum?' sorusunu kendime sormaktan ibaret.

bu arada çok cicisin yahu teşekkür ederim =)